Derin Devlet

ve polis kapıları çalıyor,

Devlet adına komplo teorisi üretirseniz topluma yönlendirme yapıyorsunuz demektir.

Toplumlar, filozofların kral,
ya da kralların filozof olduğu güne kadar,
rahat huzur yüzü görmeyeceklerdir.”

-Platon-

Sıradan, herhangi bir konuda fikri, planı, en önemlisi de “ideali” olmayan insan tarihe yön ve şekil veremez.

anizmasının şu veya bu yerinde konumlanmış kişilerden oluştuğunu görürüz. Bu anlamda hiçbir devlet, kendi görünen lider, kadro, ilke veya politikalarından ibaret değildir. Genellikle bu gibi yapılar devletlerin “kurucu çekirdeği

The Majestic”i izlemelerini öneririm. Başrolde Jim Carrey vard

Robespierre’ci” bir yorumu sayabileceğimiz bu teoriye göre her tür “terör”,”baskı”, “sınırlama” demokrasi idealinin “gelecekteki sıhhati” açısından şarttı.

Bunun ipuçlarını Öcalan’ın, cezaevinden avukatları aracılığıyla daha önce yaptığı bir açıklamasında bulmak mümkün; “Dört yıl önce elimi birçok şeyden çekmiştim, ancak barışçıl bir çözüm ihtimali için yine elimden geleni yaptım. Bundan sonra bunu yapmayacağım. 31 Mayıs’a kadar bekleyeceğim. Bu zamana kadar olumlu bir gelişme olmazsa artık hiç bir şeye karışmayacağım. Böyle bir savaş gelişirse bu sadece öyle dağla da olmaz, şehirlerde de bunun etkisi çok büyük olur. Her şehirde büyük

katliamlar da gelişebilir. Halkımız bunu bilmeli ve buna hazırlıklı olmalıdır.” Böylelikle Öcalan adeta tehdit savuruyor ...

Öcalan’dan 2 gün sonra yani 16 Mayıs’ta BDP Bitlis milletvekili Nezir Karabaş, hem de TBMM’de alenen “Bu politikayı ve bu savaşı sürdürürseniz, iddia ediyoruz, yemin ediyoruz Kürt halkı yaşamı cehenneme çevirecek.. Artık Kürt halkının verdiği mücadele kahramanca yıllardır bedelini veren gerilla ile sınırlı olmayacaktır. Kürt halkı eylemleri ile kentleri, yolları, caddeleri yaşamı kuşatacak buna söz veriyorum.” diyebiliyor.