Muhafız

Hilal, Allah’a imanı, yıldızın beş köşesi ise İslam’ın beş şartı vesilesiyle İslam’ı temsil eder.

İngilizler Vahdettin’e sizin hakkınızda sual ederlerse, Anadolu’da başlayan hareketin, yönetimi ele geçirmek isteyen Almanya yanlısı bir grup İttihatçı subayın işi olduğunu anlatacak. Sizin de İttihatçı olduğunuzu ve Enver’le birlikte hareket ettiğinizi ilan edecek.

Bu tavır, Saray’a muhabbet besleyen Anadolu ahalisinde menfi tepkiye yol açacaktır. Size isyan edecek gruplar ve vilayetler çıkacaktır. Onlara şefkatle muamele ediniz çünkü bu isyanlar İngilizlerin gözünü boyamak, böylece sizin işinizi kolaylaştırmak için pekâlâ faydalıdır.

Enver rahat durmayacak, Anadolu’ya geçmek için zemin hazırlayacak. Sakın Enver’in geri dönüşüne müsaade etmeyin!

Vakt-i zamanında keselerce altınla kıymet bulan kahve...

Saraylardan, devlet erkânının elinden düşmeyen kahve...

Sadece zenginlerin meclislerinde boy gösteren kahve... Bugün cebine akçeyi koyan herkesin koynuna giriyor.

Bir gece bir ayyaşın kucağında, bir gece bir züppenin...”

“Tapınak, Fatih’in Konstantin’i almasından sonra Selim’in Roma’ya uzanacağını biliyordu. Bu yüzden Yavuz’u Doğu’da meşgul etmenin yollarını aradı. Tapınak’a bağlı şövalyeler, gizlice İran’a gönderildi. Çocuk yaştaki İsmail, şövalyelerin desteğiyle Tebriz’de Safevi Tarikatı’ndan çok güçlü bir devlet ortaya çıkardı ve kendi devletine Şah oldu.

Hal böyle olunca Enver Paşa, Ulu Cami’yi Horasan erenlerinden Somuncu Baba’nın Niğbolu Zaferi’ne şükretmek üzere yaptırdığını öğrenemedi.

evvel bozulan kahve imiş; özünü kaybeden kahvenin bir de sunîsi çıkmış; kahve, delikanlılığını eriten sütle meşk eder olmuş, ne zamanki pişme vakti geldi, eski tadından eser yokmuş. Şimdinin kahvesi, eski insanların leziz sohbetlerine iştirak eden kahve olmadığı için, bu bozulmuşluk kahve bahanesiyle söyleşen insanlara da sirayet etmiş...”

1453’te Konstantin’i aldığımızda Roma’nın ve Hıristiyanların verasetini ele geçirdiğimizi söyledik, Papa’dan Sultan Mehmet’e itaat etmelerini istedik. Fakat Papa, Bizans’ın verasetinin Kral Konstantin’in kardeşi, Mora Despotluğunun lideri Thomas Palaeologus’la sürdüğünü söyledi. Bunun üzerine Sultan Mehmet 1460’da Mora’ya sefer düzenledi ve Palaeologus’u esir aldı.

Kontrol edebildiğiniz esaret, koruyamadığınız özgürlükten daha kıymetlidir.

Bu süreçte hem Güneydoğu’daki vatandaşlarımıza hem de Kuzey Irak’taki Kürtlere, milliyetçi duygularını yaşayabilecekleri bir ortam sağlanacak. Gerekirse bir süreliğine kendi bölgelerinde kendi bayraklarını bile kullanabilecekler