tr
Halil Cibran

Mezarlar Ne Söyler

Benachrichtigen, wenn das Buch hinzugefügt wird
Um dieses Buch zu lesen laden Sie eine EPUB- oder FB2-Datei zu Bookmate hoch. Wie lade ich ein Buch hoch?
Bu dünyadan göç etmiş olan insanların, geri kalanlara öğütlerini öğrenmek ister misiniz? Nasıl mı? Geride bıraktıkları acılı yürekler aracılığıyla. Mezarlar Ne Söyler? kitabında okuyacağınız hikayelerde sizinle konuşanlara kulak verin. Öğreneceğiniz yeni şeyler olabilir.
Ağaçların arasından genç bir kız göründü. Yavaş yavaş cesetlere yaklaştı. Tedirgindi. Korkulu bakışlarla etrafa bakıyordu. Sonunda delikanlının kesilmiş başını gördü. Bir anda dünyası karardı. Yürek parçalayan çığlıklar kopardı. Delikanlının üzerine kapandı. Onu bağrına bastı. Titriyordu. Gözlerinden yaşlar boşanıyordu. Parmak uçlarıyla, onun kıvırcık saçlarını okşuyor, ta ciğerinden gelen yürek parçalayıcı feryatlar koparıyordu. Sonunda bitkin düştü. Gücü kesildi. Sonra parmaklarıyla toprağı eşelemeye başladı. Genişçe bir mezar açtı. Cesedi mezara taşıdı. Yavaşça yatırdı. Kanlı başını omuzlarının arasına koydu. Üzerini toprakla örttü. Başucuna, başını kesen kılıcı dikti. Tam dönmek üzereyken, ona doğru yürü düm. Ürktü. Korkuyla titredi. Sonra başını önüne eğdi. Yanaklarından yağmur gibi sıcak yaşlar boşanıyordu. İç çekerek şöyle dedi:
"İstersen beni krala şikâyet edebilirsin. Beni utanç pençesinden kurtaran bu genç haklı iken, onun cesedini yırtıcı kuşlara ve vahşi kurtlara terk etmektense, ölmek benim için daha iyidir." Şöyle dedim: «Benden korkma bahtsız kızım. Ben sevgilinin yasını senden önce tuttum. O seni utanç pençesinden nasıl kurtardı? Sen asıl bunu anlat bana.»Hıçkırıklar sözcükleri boğazına düğümleyerek anlatmaya başladı:
«Kralın kumandanı vergileri toplayıp teslim alıyordu. Bizim tarlamıza geldi. Beni görünce hayran hayran fakat korkutucu bakışlarla süzdü. Sonra bizim tarlaya zenginlerin bile ödeyemeyeceği çok yüksek bir vergi koydu. Oysa babam çok fakir bir çiftçidir. Hemen ardından da krala para yerine beni götürmek üzere, yakaladı. Ağlayarak ona yalvardım fakat umursamadı. Babamın yaşlı olduğunu söyleyerek yalvarıp yakardım fakat hiç aldırmadı. Bunun üzerine ben de çığlık çığlığa köyün erkeklerinden yardım istedim. Nişanlım olan bu genç yetişti ve beni onun vahşi pençelerinden kurtardı. Kumandan çılgına döndü. Onu öldürmeye kalktı. Nişanlım ondan önce davrandı. Duvarda asılı bulunan eski bir kılıcı kaptı. Kendisini ve benim ırzını korumak için onu öldürdü. Onurlu olduğu için azılı caniler gibi kaçmadı. Aksine zorba kumandanın cesedinin başında bekledi. Bir süre sonra askerler geldi. Onu zincire vurdular ve zindana götürdüler.»
Dieses Buch ist zurzeit nicht verfügbar
149 Druckseiten
Haben Sie es bereits gelesen? Was halten sie davon?
👍👎

In Regalen

  • şəms.
    Klassika
    • 339
    • 18
  • Sevim Akdoğan
    Kitap
    • 7
fb2epub
Ziehen Sie Ihre Dateien herüber (nicht mehr als fünf auf einmal)